Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Yazar Süha Oğuzertem, geçtiğimiz günlerde meydana gelen bir yangın sonucunda hayatını kaybetti. Kısa sürede yayılan alevlerin içine hapsolan Oğuzertem’in kaybı, hem sevenlerini hem de edebiyat camiasını derin bir acıya boğdu. Eserleriyle birçok bireyin hayatına dokunan yazarın zamansız vefatı, bir kez daha hayatın kırılgan yapısını gözler önüne serdi. Oğuzertem’in yazım tarzı ve özgün bakış açısı, onun sadece bir yazar değil, aynı zamanda bir düşünce lideri olarak da tanınmasını sağlıyordu.
Süha Oğuzertem, 1960’lı yıllardan itibaren Türk edebiyatında kendine sağlam bir yer edinmişti. Romanları, hikayeleri ve denemeleri ile birçok genç yazar için bir ilham kaynağı oldu. Çarpıcı anlatımı ve özgün üslubu ile dikkat çeken Oğuzertem, toplumsal meseleleri, bireysel varoluşu ve insan ilişkilerini ustaca kaleme alıyordu. Onun eserlerinde sıkça rastlanan derin psikolojik tahliller, okuyucularına farklı bir bakış açısı sunarken, okuma deneyimini de zenginleştiriyordu. Oğuzertem’in “Kayıp Zamanın Peşinde” ve “Bir Uçurum Kenarında” gibi eserleri, hem eleştirmenlerce beğenilmiş hem de geniş kitlelerce okunmuş, Türk edebiyatının önemli kilometre taşları haline gelmiştir.
Oğuzertem’in yaşamını yitirdiği yangın, henüz belirlenemeyen bir nedenden ötürü meydana geldi. Olay yerine intikal eden itfaiye ekipleri, yangını hızla söndürmesine rağmen Oğuzertem’in kurtarılamadığı haberi, sevdiklerini ve hayranlarını derin bir üzüntüye boğdu. Oğuzertem’in ailesi, dostları ve edebiyat camiası, onun anısını yaşatmak adına çeşitli etkinlikler düzenlemeyi planlıyor. Özellikle, yaşadığı dönemde büyük ilgi gören "Edebiyat ve Toplum" sempozyumunda, Oğuzertem’in düşünceleri ve eserlerinin etkileri üzerine oturumlar gerçekleştirileceği duyuruldu.
Yazarın vefatı, sosyal medyada da geniş yankı buldu. Birçok insan, Oğuzertem’in eserleri üzerinden onu anarak, hatıralarını paylaştı. Bu çarpıcı olayın ardından, birçok yazar ve sanatçı, Oğuzertem’in kaybının yarattığı boşluğun farkında olduklarını belirtti. Onun kalemi, artık tarihe karışmış olsa da, fikirleri ve eserleri ile yaşamaya devam edecek. "Yazmak, yaşamak ve kaybetmek!" diyen Oğuzertem, bu sözü ile sadece edebiyat dünyasına değil, hayatın kendisine de ışık tutmuş oldu.
Süha Oğuzertem’in hak ettiği vefat sonrasında bir anma töreni düzenlenmesi planlanıyor. Edebiyat severlerin yanı sıra, Oğuzertem’in dostları ve aile üyeleri de bu etkinliğe katılacak. Törende, yazarın klasik eserlerinden alıntılar okunacak ve onu anmak için çeşitli konuşmalar yapılacak. Oğuzertem’in bıraktığı mirasın gelecek nesillere ulaşması için çaba gösterileceği bu anma etkinliği, onun hayatına zeval vermeden anılmasına vesile olacak. Türk edebiyatının bu değerli isminin anılarını yaşatmak, herkesin sorumluluğu olmalıdır.
Son olarak, Süha Oğuzertem’in vefatının, sadece bir yazarın kaybı değil, aynı zamanda bir düşünce dünyasının da kaybı olduğunu unutmamak gerekiyor. Onun eserleri, okurların ruhuna dokunan ve geniş kitlelerce onaylanan metinler olarak kalmaya devam edecek. Çünkü gerçek bir yazar, kelimelerle ölümsüzleşir. Süha Oğuzertem, kelimeleriyle yaşamaya devam edecek ve bizler onun ruhunu, eserlerinde hissetmeye devam edeceğiz.