Çanakkale, Türkiye'nin tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra göçmenlere dair acı dolu bir dramatik sahneye daha ev sahipliği yaptı. Son günlerde, özellikle Akdeniz rotasında artan göçmen akını, birçok trajediye de kapı araladı. Çanakkale açıklarında meydana gelen göçmen faciası ise yürekleri dağladı; 9 kişinin yaşamını yitirmesi, uluslararası medya ve insan hakları kuruluşlarının dikkatini bir kez daha bu soruna çekti.
Olay, 14 Ekim 2023 tarihinde geç saatlerde yaşandı. Özellikle Suriye ve Afganistan gibi savaş ve çatışma bölgelerinden kaçan yüzlerce göçmen, Avrupa'ya ulaşmak hedefiyle tehlikeli deniz yolculuklarına devam ediyor. Çanakkale açıklarında, bir grup göçmenin bulunduğu bot, kötü hava koşulları ve aşırı yük nedeniyle battı. Sahil Güvenlik ekiplerinin olay yerine intikali hızla sağlandı, ancak maalesef 9 kişinin cansız bedeni bulunmaktan öteye geçemedi. Can kaybının yaşanması, sadece ailenin değil, tüm toplumun yüreğini yaraladı.
Olayın hemen ardından bölgedeki kurtarma çalışmaları başlarken, hayatta kalan göçmenler de sağlık kontrolünden geçti. Kayıp ihbarları sonrası, hem Çanakkale hem de uluslararası organizasyonlar, olayın araştırılması için harekete geçti. Bu trajedi, Avrupa'ya ulaşmaya çalışan göçmenlerin yaşadığı tehlikelerin bir başka acı örneği olarak kayıtlara geçti. Türkiye, uzun zamandır bu sorunla mücadele ederken, dünya genelinde de bu konuda bir farkındalık oluşmaya başladı.
Bu olay, göçmen krizinin ne denli derin bir sorun haline geldiğinin altını çizen bir durum olarak öne çıkıyor. Birçok insani yardım kuruluşu ve uluslararası gözlemci, olayın ardından Türkiye hükümetine daha fazla destek, işbirliği ve etkili önlemler talep etti. Hükümet yetkilileri, göçmenlerin güvenliğini sağlamak ve bu türfaciaları önlemek amacıyla acil toplantılar yaparak çözüm yolları üzerinde tartışmalar gerçekleştirdi.
Bununla birlikte, Avrupa Birliği de bu konuda gereken adımları atmakta kararlı olduğunu belirterek, maddi ve insani yardımlarının artırılacağını duyurdu. Ancak sorun, yalnızca maddi yardımlarla çözülmeyecek kadar karmaşık. Global ölçekte işbirliği ve kapsamlı politikalar geliştirilmeden, benzer faciaların yaşanması kaçınılmaz gibi görünüyor.
Çanakkale'deki trajik olay, göçmenlerin hayatını tehlikeye atan unsurların artık birer istatistikten öteye gitmesi gerektiğini gözler önüne seriyor. Her biri birer insan olan bu göçmenler, yalnızca geçim ve güvenlik arayışı içindeler. Öyle ki, ailelerini geride bırakmak zorunda kalan göçmenler, çoğu zaman sefalet ve çaresizlik içinde, hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Sonuç olarak, Çanakkale'de yaşanan bu facia, hem bir uyarı hem de harekete geçme çağrısıdır. Yerel halkın ve sivil toplum kuruluşlarının yapacağı yardımlar ve desteklerle belki küçük de olsa bir fark yaratılabilir. Ancak uluslararası toplumun bu acıyı önlemek adına daha sert ve kararlı adımlar atması şart. Göçmenlerin hayat hakkı, her insanın en temel hakkıdır ve bu hakkın gasp edilmemesi için herkes el birliğiyle çabalamalıdır.